İş Sürekliliği Türkiye (Business Continuity Turkey)
  İş Sürekliliği ile Felâket Onarımı İlişkisi
 

İş Sürekliliği ile Felâket Onarımı İlişkisi

Tarihçe

Felâket Onarımı (Disaster Recovery) kavramı İş Sürekliliği’nin ortaya çıktığı yıllardan çok önce, anabilgisayarların yaygınlaştığı yıllarda gündeme geldi. Biraz anabilgisayar tarihine gözatacak olursak, anabilgisayarlar 60’lı yıllarda yaygınlaşmaya başladı. O yıllarda bir yandan anabilgisayarlar kuruluyor öte yandan sağladıkları yararların sarhoşluğuyla onlardaki kesintiler gözardı ediliyordu. Anabilgisayarların hizmetlerindeki kesintiler ciddi iş kayıpları yaratmaya başlayınca, kuruluşlar bu kayıpları önlemek için “felâket onarımı” hizmetlerine gereksinim duydular. Anabilgisayar üreticileri 70’li yıllardan başlayarak dileyen müşterilerine felaket onarımı desteği vermeye başladılar. Anabilgisayar üreticileri, bilgisayar işlemleri yaşamsal olan mali kuruluşlar için bazı yedekleme merkezleri kurarak o kuruluşların her an yararlanabilecekleri donanımı, yazılımları ve veri yedeklerini bulundurdular. Verilerin yitirilmemesi için anında iki ortamda kayıt işleyen yöntemler geliştirildi.

 

İş Sürekliliği (Business Continuity) kavramı ise 90’lı yıllarda, “2000 yılı sorunuyla” birlikte gündeme geldi. Bilgisayar belleklerinin çok pahalı olmasından ötürü, bilgisayar ortamında kullanılan yıl bilgisi son iki hanesiyle (örneğin 1959 için 59) belirlenmekteydi. 2000 yılına (bilgisayar ortamında 00) gelindiğinde yıl ile yapılan tüm hesaplamalar (yaş, amortisman ve faiz hesapları gibi) yanlış olacağından, 2000 yılına gelmeden önce tüm bilgisayar yazılımları ve donanımları gözden geçirilmeliydiler. Tüm kuruluşlar gerekli düzeltmeleri yaptılar, sistemlerini sınadılar. Geriye tek bir risk kalıyordu: Acaba unutulan ya da çözülemeyen bir sorun kalmış olabilirmiydi? İşte bu belirsiz risklere karşı tek çözüm olarak, o günlerde, adına “Acil Durum Planları” (Contingency Plan) denen İş Sürekliliği planları ortaya çıktı.

 

İş Sürekliliği kavramını 1996’da ABD’nin Genel Muhasebe Ofisi’nin (General Accounting Office GAO) (Türkiye’deki Sayıştay’a karşı geliyor) yayınlarında görüyoruz. GAO, İş Sürekliği Planları’nı tüm devlet kurumlarında zorunlu kıldı, 2000 Yılına yaklaşılırken, o kurumları denetleyerek düzenli denetim raporları yayınladı.

Tanımlar

Felâket Onarımı, bir işlevi ya da tümü çalışmayan bir anabilgisayarın (günümüzde “teknoloji ortamı” demek gerekiyor) çalışır hale getirilmesidir.

 

İş Sürekliliği, ise, bir kuruluşun, bir bölümünün ya da tümünün çalışamaması durumunda, bir başka yoldan çalışmasının sağlanmasıdır.

İş Sürekliliği – Felâket Onarımı İlişkisi

Felâket Onarımı yalnızca teknolojik yapıyla ilgilenirken, İş Sürekliliği, teknolojiyle bağlantılı olsun olmasın, kuruluşun yaşamsal süreçlerindeki tüm kesintilerde devreye girer. Örneğin hiçbir teknoloji sorunu olmayan bir kuruluşun bir kilit çalışanı domuz gribine yakalandığında orada bir felâket yoktur, ama kuruluşta bazı yaşamsal işler aksar. Bu durumda İş Sürekliliği Planı’nda belirtilen yöntem uygulanarak kuruluştaki aksama giderilir.

 

İş Sürekliliği Planı, kuruluşu dikkate alır, teknolojiyle ilgisi olan ya da olmayan bir kesintide işin sürmesi için önceden belirlenen yöntemi uygulamaya koyar. İş Sürekliliği ile Felâket Onarımı ilişkisi tam bu noktada başlar. Eğer kesinti teknolojiyle ilgiliyse, Felâket Onarımı Planı devreye girer ve önceden belirlenen yöntemle onarımı tamamlar. Bu onarım sürerken, işler İş Sürekliliği Planı’nda belirlenen yöntemle yapılır ve kuruluşun zarar görmesi önlenmiş olur.

 

Kısaca Felâket Onarımı Planları, İş Sürekliliği Planlarının yerini alamazlar. Öte yandan Felâket Onarımı Planları, İş Sürekliliği Planları’nın kaçınılmaz parçalarıdır.

 

Aydın Ergil, İş Sürekliliği Türkiye, Kasım 2009

aydinergil@gmail.com

 
  Toplam 18485 ziyaretçikişi siteye girdi Bu siteden alıntı yaparsanız lütfen sitenin adını da belirtin.  
 
Sitenin duyuruluşu: Eylül 2009 Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol